Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusunun dünyanın en güçlü donanmalarına geçit vermeyerek yazdığı “Çanakkale Geçilmez Destanı” bugün 106 yaşında. Sonucunda toplamda yarım milyondan fazla insanın etkilendiği Çanakkale Deniz Zaferi ve 18 Mart Şehitleri Anma Günü için bugün Türkiye’nin dört bir yanında törenler ve anma etkinlikleri düzenleniyor.
TARİHİN EN BÜYÜK BAĞIMSIZLIK SAVAŞLARINDAN
Çanakkale Muharebeleri, en büyük bağımsızlık savaşlarından biri olarak tarihe geçti. İtilaf Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya ile güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul’u zapt etmek amacıyla Almanya’nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletleri’ni zayıflatma amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı’nı seçti. Ancak saldırıları başarısız oldu ve karşı kuvvetler geri çekilmek zorunda kaldı. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar verdi.
Bugün 106. yıl dönümü olan ve Çanakkale Deniz Zaferi olarak sonuçlanan 18 Mart Deniz Savaşı, Birleşik Filo’nun Çanakkale Boğazı’na karşı yaptığı 18 Mart tarihli en geniş kapsamlı saldırı, harekâtın son operasyonuydu. Boğaz’daki mayın ve topçu savunmasını çökertmek için 18 Mart 1915 tarihinde yapılan asıl girişimde, Birleşik Filo dahil üç zırhlı battı, dört zırhlı da ağır biçimde hasar görerek savaş dışı kaldı. Birkaç gün içinde İtilaf Devletleri, Çanakkale Boğazı’nın sadece donanmayla geçilemeyeceğini, ancak kara ordusu ile Gelibolu Yarımadası’nın işgal edilmesiyle boğazın açılabileceğine karar verdi. Bu kararla 25 Nisan 1915 günü yarımadaya çıkarma yapıldı. İtilaf Devletleri, onda da başarılı olamadı.
ATATÜRK ÇANAKKALE RUHUNU BÖYLE ANLATMIŞTI
Anafartalar Komutanı Mustafa Kemal Atatürk, bağımsızlığa giden yolda yaşananları anlatırken, Çanakkale ruhundan böyle bahsetmişti:
“Biz, ferdi kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Yalnız size, Bombasırtı vakasını anlatmadan geçemeyeceğim.
Karşılıklı siperler arasında mesafeniz sekiz metre… Yani ölüm muhakkak… Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamamacasına kamilen düşüyor. İkincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayan-ı gıpta bir itidal ve tevekkülle, biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor. Hiç ufak bir fütur bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okuma bilenler ellerinde Kur’an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler, kelime-i şahadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Savaşı’nı kazandıran, bu yüksek ruhtur.”
DOSTER: “ÇANAKKALE, EMPERYALİZMİN YENİLEBİLECEĞİNİ KANITLADI”
Gazetemiz yazarı Prof. Dr. Barış Doster 18 Mart 2020 Çarşamba tarihli “Çanakkale Zaferi neyin habercisiydi?” başlıklı yazısında; Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıktığı günü, Çanakkale ruhunu ve bu büyük zaferin diğer devletler için ne anlama geldiğini kaleme almıştı.
Doster’in yazısı şu şekilde:
Tarihin gördüğü en büyük devrimci ve devlet adamı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıktığı gün bugün. Mehmetçiğin “Çanakkale geçilmez” sözünü kanıyla tarihe kazıdığı gün. O nedenle, kimilerinin Atatürk’ün adını anmadan Çanakkale belgeselleri yapmasının, Çanakkale kitapları yazmasının, Çanakkale Zaferi’ni anmasının, hatta Atatürk’ün Harbiye’ye girişinin kutlandığı törende, ayağa kalkmayarak saygısızlık yapmasının önemi yok. Çünkü tarih, onlar görmese de görüyor, anmasa da anıyor, yazmasa da yazıyor. Atatürk’ün, “Balkan Harbi’nde alnımıza sürülen lekeyi, Çanakkale’de temizledik” dediği Çanakkale Muharebelerinin, Türk tarihi dışında, emperyalizmin, mazlum milletlerin, Rusların, Avustralya ve Yeni Zelandalıların tarihinde de yeri büyük. Tartışalım…
– Çanakkale, emperyalizmin yenilebileceğini kanıtlamıştır. Bu yönüyle de günceldir. “Üzerinde güneş batmayan imparatorluk” olarak nitelenen dönemin en büyük sömürge imparatorluğu İngiltere güç ve itibar kaybetmiştir. Denizlerdeki üstünlüğü darbe almış, yenilmez armadası yenilmiş, komutan ve siyasetçilerinin itibarı sarsılmıştır. Harekâtın sorumluları, kurulan özel komisyonda sorgulanmıştır. İngiltere’nin mali durumu bozulmuş, dış borcu olan bir ülke olmuştur. Savaşın uzaması, mali dengeleri de sarsmıştır. İngiliz emperyalizminin sömürdüğü topraklarda, mazlum milletlerde, ezilen dünyada milli bilincin, ulusal kimliğin uyanışı hızlanmıştır. Bağımsızlık talepleri yükselmiştir. İngiliz Savaş Bakanı Churchill siyaseten büyük darbe yemiştir. Hükümetten ayrılmış, bir piyade taburuna yarbay olarak atanmıştır. Fransız komutan ve siyasetçiler de büyük ölçüde sarsılmıştır.
MAZLUM MİLLETLERİN UYANIŞI
– Çanakkale Zaferi, Rusya’daki iç savaşta Lenin önderliğindeki Bolşeviklerin elini güçlendirmiştir. Avrupa’dan gelecek yardıma bel bağlayan, ekonomik ve toplumsal bunalımı aşamayan Rusya’da, Çar devrilmiştir. Rusya’ya yardım yollayamamak, İngilizlerin planlarını bozmuştur. Çanakkale direnişi, savaşı en az 2 yıl uzatmıştır.
– “Bitti, tükendi, çöktü” denilen Türkler, tarih sahnesine bir kez daha çıkmıştır. Osmanlı ordusunda çarpışanlar arasında, Rum, Yahudi gibi Osmanlı tebaasından azınlık mensubu askerler de vardır ki, o kahramanlar vasiyetlerine “Beni Mehmetçikten ayrı gömmeyin, yan yana gömün bizi” diye yazmışlardır. Osmanlı coğrafyasının farklı yerlerinden gelen ve birlikte savaşan insanlarda, ortak vatan savunması ve milletleşme bilinci güçlenmiştir. Şehit düşen kahramanlar arasında 13 – 14 yaşında çocukların olması, halkın nasıl bir fedakârlık ve gayret içinde olduğunun da kanıtıdır.
– Çanakkale’de, 24 ve 25 Nisan muharebeleri çok çetin geçmiştir. Anzakların torunları o nedenle, 25 Nisan sabahı Şafak Ayini yapar, o günü Anzak Günü olarak kutlarlar. Mustafa Kemal, Çanakkale’yi anlatırken, “Kazandığımız an, o andır” der. 57. Alayın kahramanlığını tarihe kaydeder. Çanakkale’de Mehmetçiğe “Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” demesi ise tarihte az görülen bir irade ve kahramanlığın kanıtıdır.
CENTİLMENLER SAVAŞI
– Harbi Umumi sonrası, Mehmetçiğe Osmanlı yönetimi sahip çıkamamıştır. Sokaklarda dilenen askerler vardır. Savaş gazilerinin, işgal İstanbul’unda azınlıklar tarafından dövülmesi, aşağılanması engellenememiştir.
– İngiliz başbakanı Lloyd George’un “Harbi Umumi’nin yegâne sebebi Türkleri Boğazlardan atmaktır” derken, savaşın temel nedenini de açıklar. Mustafa Kemal’in tüm itiraz ve eleştirilerine karşın, Çanakkale’de ordunun komutasının Alman generali Otto Liman von Sanders’e verilmesi, Osmanlı ile Almanya’nın nasıl bir ittifak ve kader birliği yaptığının da kanıtıdır.
– “Türkün Onur Savaşı” olarak tarihe geçen Çanakkale, pek çok kaynakta “Centilmenler Savaşı” olarak da anılır. Mehmetçik çok yiğit, mert savaşmıştır. Ateşkes sırasında taraflar su, sigara, konserve vermiştir birbirlerine. Anzakların “Cony Türk” dediği Mehmetçik ile Anzaklar arasında karşılıklı saygı oluşmuştur. Kendi sargı beziyle düşmanının yarasını saran çok Mehmetçik vardır. Seyit Onbaşılar, Ezineli Yahya Çavuşlar sadece kahramanlığın değil, insanlığın da en seçkin örneklerini vermişlerdir. İngilizlerin çekilirken Hintlilere, Anzaklara “yakın, imha edin” dedikleri erzakları, Hintli ve Anzak neferler çoğu zaman yakmamış, üzerine “Cony Türk zehirli değildir, yiyebilirsin” notu yazarak Mehmetçiğe bırakmışlardır.
– Çanakkale’de deniz, hava ve kara unsurları ilk kez birlikte kullanılmıştır. Dönemin en ileri teknolojisiyle yüklenmiştir düşman. Müttefikler ayrıca boğucu gaz içeren patlayıcı maddeler, yeşil gaz çıkaran şarapneller de kullanmışlardır.
– Kimi muharebelerde karşılıklı siper mesafesi, 7 – 8 metreye kadar inmiştir. Metrekareye 6 bin mermi düşmüştür. Osmanlı, Çanakkale’de iyi yetişmiş kadrolarını da şehit vermiştir. Kısa süre sonra başlayan Kurtuluş Savaşı’nda, ardından kurulan Cumhuriyette, Çanakkale’de şehit düşen nitelikli kadroların boşluğu çok hissedilmiştir.
“ATATÜRK VE MEHMETÇİK TARAFINDAN YAZILAN BÜYÜK BİR DESTAN”